Jacques MICHON, 9 Mart 1989’da, tüm çevresinin hayranlığını cezbeden bir cesaret,
aydınlık ve sakinlikle savaştığı uzun ve zorlu bir hastalık sonrasında, kendisine
sonsuz bir takdirle bakan bizlerin arasından ayrıldı. Fakültemizin geleneği gereği,
onun öğrencilerinden biri hocası hakkında bir itibar konuşması yapmalıdır. Bu gece,
bu büyük şeref bana iki sebepten dolayı verildi. Birincisi, ben de onun bir öğrencisiyim.
İkincisi de ben onun halefiyim ve damadıyım. Bir ustadan söz etmek kolaydır çünkü
onun çalışmaları ve bilgi aktarımı göz önündedir. O insan hakkında konuşmak azim
gerektirir çünkü onun zenginlikleri engindi fakat kısmi olarak da ulaşılmazdı. Tüm
bunları, onunla birlikte yaşadığım 20 yıla rağmen söyleyebilirim. Onun ölümü hakkında
konuşmak, bizi temel inançlarımıza götürmeye yarar ve üniversite hastanesi camiası
tarafından defalarca dışlanmış davranışlardan bizi uzaklaştırır. NANCY Tıp Fakültesi
profesörü Paul MICHON’un oğlu ve dört erkek çocuğun ilki olan Jacques MICHON, çocukluğu
boyunca tıp ve üniversite dünyasının içinde beslendi. Ama onun ilk sıradaki tutkusu
her zaman denizdi. Denizci olmayı istedi. Ancak hayat onu farklı bir yola sürükledi
ve o kendini tıbbın içinde buldu. Bu zorlu yarışın geleneksel engeller silsilesiyle
o da savaştı. 1941 yılında stajlarını tamamladı. 1943’te ise internlik çalışmalarını
tamamladı. Gönüllü olarak katıldığı orduda, 1945-
Ekstremite travmatolojisi çalışmalarını bitirdikten sonra, ortopedi ve plastik cerrahi
eğitimini sürdürmesine, iki hocası birden izin verdi. Tüm karmaşıklığı ile birlikte
el, hekimin tüm bilgilerinin etraflı bir birlikteliğini talep eden organdır. Hocamızın
bu gelişimi, iki istisnai insanla geliştirdiği özellikli ilişkiler sayesinde mümkün
olmuştur: Ortopedi camiasına üstünlüğünü kabul ettirmiş olan ve Paris’teki Cochin
Hastanesi’nin Başhekimi olan Robert MERLE-
Fleksör tendonların digital kanal içinde primer tamiri konusunda yaptığı çalışma,
STERLING-
Jacques MICHON, 1965 yılında, Jean GOSSET ile birlikte Fransız Cerrahi Birliği toplantısında, elin akut yaralanmaları üzerine bir rapor sundu. Marc ISELIN gibi MICHON’a hayat ve tutku kaynağı olan diğer dostlarının takdiriyle, bu çalışma lezyonların acil şartlarda geniş onarımının faydasını gösterdi. Bu doktrin, vasküler mikrocerrahideki tekniklerin de ilerlemesiyle birlikte tamamlandı ve 1976 yılında, benim ve Guy FOUCHER’in de katkılarıyla bir çalışma halinde Cerrahi Akademisi Kongresi’nde sunuldu. Bu doktrine “E.T.T.E.M” (Eşzamanlı Tam Tedavi ve Erken Mobilizasyon) adı verildi ve bu doktrin, o zamandan beri, birçok el cerrahisi grubu tarafından kabul edildi. 1976 yılı, Jacques MICHON’un hizmet hayatındaki değişim açısından önemli bir basamaktı. Bu yılda, tamamen kopmuş uzuvların primer replantasyonundaki başarıya hep birlikte şahit olduk. Bu bir ilkti fakat hiç de hazırlıksız değildi. Bu ilerleme, Roger BENICHOUX tarafından yönetilen Cerrahi Araştırmalar Enstitüsü’nün yaptığı uzun hazırlıkların bir meyvesiydi. Tüm bu olaylar olurken, Jacques MICHON, 1974 yılında, 53 yaşındayken laboratuara döndü ve yaklaşık bir milimetre çapındaki tavşan damarlarında mikrosütürler uygulamaya başladı. Damar mikrocerrahisi alanına ilgi duyan üç genç klinik şefi de MICHON’un yanındaydı: Daha sonra viseral cerrahiye yönelen Claude GUIBERT, her hafta STRASBOURG’dan gelen ve STRASBOURG’da, uluslararası bağlamda tanınan “SOS EL” adlı merkezi kuran Guy FOUCHER ve bendeniz. Küçük damarların cerrahisindeki bu gelişme, travmatolojiyi ve özellikle de eli ilgilendiriyordu. Böylece revaskülarizasyon ve replantasyon mümkün olacaktı fakat bunun için mükemmel bir acil yardım teşkilatı gerekliydi. Ne yazık ki, Jeanne d’Arc Hastanesi böyle bir acil organizasyonu kurmak için yeterli değildi.
Ancak MICHON’un ekibiyle birlikte paylaştığı tutkusu ve anestezistlerin sonsuz yardımı
sayesinde, o “EL YARDIMI HİZMETİ” adlı birimi kurmayı başardı. Bu bakım ünitesi,
15 yıldır, yıl boyu, gece gündüz hizmet vermeye devam etmektedir. Bu merkezde, Doğu
Fransa, Lüksemburg ve Belçika’nın bir kısmına, elin karmaşık yaralanmalarına yönelik
hizmet verilmektedir. Bu deneyimin verdiği güçle MICHON, acil el cerrahisi hizmetlerini
veren bu kuruluşu tüm Fransa’ya ve hatta tüm Avrupa’ya yaymak istedi. “SOS EL”in
kurucularından Raymond VILAIN ve Guy FOUCHER ile birlikte MICHON, bugün tam 25 merkeze
sahip olan Avrupa Acil El Cerrahisi Hizmetleri Konfederasyonunu kurdu. Aramızdan
ayrıldığı anda, hizmetleri sayesinde, Avrupa’daki en aktif el cerrahisi birliğini
kuran kişi olarak tanınıyordu. MICHON’un teşvik ve yardımlarıyla ve onun gözetimi
altında, ekibinin ilk üyelerinden olan Jean-
Sonra, işte 1988 yılı başlangıcında, kişisel planları konusunda emindi ve hizmetlerinin kendisinden sonra da devam edeceğini biliyordu. Bir gün, servisinde yaptığımız bir vizit sırasında hareketlerinde belirgin bir yavaşlama ve belirgin bir nefes darlığı fark ettik. Birkaç gün sonra doktoru ona tanısını tüm doğruluğuyla anlattı. Her zaman istediği gibi, aynı zamanda arkadaşı da olan bir meslektaşı ona durumu tüm yönleriyle anlattı ve tedavi yaklaşımları konusunda onu büyük ölçüde ikna etti. Jacques MICHON, kendinden emin bir şekilde, kemoterapi ve radyoterapi seansları arasında bistürisini eline aldı. Hastane ortamının tüm yoğunluğu içinde, hastalığının ilerleyişini inanılmaz bir sabırla yaşadı. Meslektaşlarımızdan biriyle geliştirdiği yeni bir arkadaşlık ve istisnai ilişki, kendisine özgüven ve sükunet getirdi. Bu arkadaşın varlığı, onunla yaptığı fikir alışverişi ve tartışmalar ve ikna süreçleri, MICHON’a hastalığının ilerleyişini sakin bir şekilde kabullenme imkanı verdi. Bu sükunet öyle bir seviyedeydi ki, MICHON bunu ailesiyle ve özellikle de eşiyle de paylaşıyordu. Eşi onu bir an olsun yalnız bırakmadı ve ona hep şefkat ve cesaretle sarıldı. Jacques MICHON kimseyi rahatsız etmek istemezdi. O alçakgönüllüydü, sır saklamayı bilirdi ve güvenini kazanmak güçtü. Başkalarının farklılıklarına saygı duyardı. İnsanları yargılamazdı. İnsanların savunduğu sistemlere ve düşüncelere bakarak onları yargılamayı sevmezdi. O, çalışmaların derinlemesine yapılması gerekliliğine inanırdı ve doktrinlerin kanıtlanması için sadece zaman geçmesi gerektiğini düşünürdü. Kendisini tanıyan çevreler tarafından çalışmalarındaki sert disiplin ve dürüstlük bilinirdi. Üniversite hastanesi bünyesinde, uzun bir çölü aşarcasına bir hayat yaşadı. Kesinlikle bazı olaylar ona çok dokundu fakat o bunları hiç dışarıya yansıtmadı. Fakültedeki gerçek yerini almadan önce, uluslar arası arenada yeterince tanınmıştı. Nancy’deki ilerleyişinin ışığında, 1970’ten itibaren bildiklerini aktaracağı bir ekol kurmak daimi kaygısı oldu. Jacques MICHON, Profesör MICHON’un oğlu olduğundan “Patronun oğlu” adı altında yaftalanacağını ve rakipleri tarafından şüpheyle karşılanacağını biliyordu. “Patronun damadı” olarak bana çok büyük bir özgürlük tanıdı. Kendi çalıştığı özgün konularda gelişmeleri sağlamam için ve öncülük etmem için, defalarca Amerika Birleşik Devletleri’ne gitmemi sağladı. Sadece onun sorumluluğu altında onu bilimsel açıdan ifade etmeme olanak verdi. Bu büyük aydınlık ve cömertlik adımları, Jacques MICHON’un zenginliğine ışık tutmaktadır. Oryantal felsefe ve metafizikten çok etkilenen Jacques MICHON, tüm hayatı boyunca direnç geliştirdi. İçsel ve yoğun bir hayatı vardı ve sadece çok yakınlarının bildiği yüksek ruhsal ideallere sahipti. Ayrı bir insandı ve aynı zamanda esrarengizdi. Kendini çok az anlatırdı ama insanları çok dinlerdi. Başkalarını çektiği güçlükleri öğrenirdi ama kimseyi yargılamazdı. Her zaman vahşi bir ölümden korktuğunu söylerdi. Söylediklerine bakılırsa, ölümünün geldiğini görmek isterdi ki ona hazırlanabilsin. İsteği gerçek oldu. Yakınları, hastalığının önüne geçilemez ilerleyişini büyük bir sükunetle gün be gün kabul edişini gördü. Tanrı’ya inanırdı; ölümden sonra yaşama inanırdı. Şu andan itibaren tüm sorularının cevabını aldı.
Profesör M MERLE
*(Fransızca metinden tercüme: Dr. Erol Kozanoğlu)